Köylüler ayağa kalktı

Kurtuluş Mahallesi meydanında protesto eylemi düzenlendi. 1000’den fazla köylü incir ve zeytin üreticileri katıldı. 
Bölgeye gelen jeotermal şirket çalışanları bölgede deprem araştırması yapıyoruz diyerek gizlice jeotermal kuyu çalışmaları yaptılar. Durumu öğrenen bölge halkı bu duruma isyan ederek biz bölgemizde jeotermal kuyu istemiyoruz diyerek bu gün Kurtuluş Mahallesi meydanında toplanarak konuşmalar ve açıklamalar yaptılar. Jeotermal kuyusunun açılacağı bölgeyede giderek incelemelerde bulundular. 
Bölgede bulunan 1000 den fazla bu eyleme katılırken kendilerine AYÇEP, AYÇED, KAMU-İŞ Aydın İl Temsilciliği olan sivil toplum örgütleri de destek verdiler. Toplantıya Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar’da katılım sağladı. 
Düzenlenen etkinlikte bölge halkından çiftçilikle geçimlerini sağlayan kadınlar ve erkekler. Bu bölgede açılan jeotermal kuyuları nedeni ile havaya saldıkları zehirli gazlar nedeni ile incir zeytin ve sebze yetiştiremediklerini belirttiler. 
Bölgelerinde kesinlikle yeni bir jeotermel kuyusu istemediklerini bunun içinde sonuna kadar mücadele ederek kanunlar çerçevesinde direneceklerini belirttiler. 
Bölge halkı sakinlerinden Avukat Ferah Altuntaş Kurtuluş Mahallesinde jeotermal kuyusu açma girişimlerini protesto etmek için toplanan binlerce vatandaşa geniş kapsamlı açıklamalarda bulunarak yaptığı konuşmasında, “Değerli Kurtuluş mahallesi halkı. Hepiniz hoş geldiniz Gencelli, Gencellidere, halkımız. Bölgemizin duyarlı çevreci Derneklerimizde yanımızda. Sizlere bu gün burada toplanmamızın nedenlerini ve programımızın ana hatlarını anlatacağım. Şu anda Kurtuluş yerleşim merkezindeyiz yani köy meydanındayız. Kuyu açmak için girişimlerde bulunulan alana birazdan trafiği kapatmayacak bir şekilde yürüyerek gideceğiz. Bu bölgede tüm köylü vatandaşlarımıza da mikrafon uzatacağız. Bizlere şikayetlerini ve bildiklerini anlatacaklar. Duyarlı Çevreci Derneklerimizde bölge halkına destek olabilmek için geldiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu bir siyasi toplantı değildir. İnsanımızın yaşamını tehdit eden bir olayın açıklığa kavuşması için düzenlenen bir toplantıdır. Devletin vermiş olduğu bir izin olmadığı halde bir jeotermel kuyusu açabilmek için ruhsatlarının da olmadığı halde bu bölgede izinsiz ve ruhsatsız bir şekilde kuyu açabilme hazırlıkları var. Oysa bu bölge Horsunlu-Kurtuluş arası bir bölgedir. 12-13 km. arası bir bölgedir. Ve bu bölgede 7 adet köy bulunmaktadır. Bu bölgede 10 bin insanımız bulunmakta ve yaşamaktadır. Bu bölgede 1 buçuk milyon zeytin ağacı bulunmaktadır. Aynı zamanda bu bölge incirci bir bölgedir. Aydın ili içinde en kaliteli incir bu bölgede yetiştirilerek dünya ülkelerine gönderilmektedir. Ekonomimizede çok büyük bir katkı sağlamaktadır. Bu bölgedeki topraklar bir jeotermal projesine kurban edilemeyecek topraklardır. Bu bölge Aydın Bölgesini Gökyüzünün en güzel yeryüzü olarak tanımlanmıştır. Bu bölgenin halkı yüzyıllardan buyana bu topraklarda huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamaktadırlar. Bu bölge halkı incirci ve zeytinci olarak geçimlerini sağlamaktadırlar. Ülke ekonomisine de çok büyük katkı sağlamaktadırlar.
Biz sadece yaşam alanımıza, havamıza ve suyumuza dokunulmasını istemiyoruz. Yasanın vermiş olduğu korumanın uygulanmasını istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz. Biz bölgemizde yasaların uygulanmasını istiyoruz. Bölge vatandaşı ve Türk vatandaşı olarak Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarının idareler tarafından bu bölgede mevcut Kanunların uygulanmasını istiyoruz. Bizler kanunlar dışında hiçbir şey istemiyoruz. Kanunun tanıdığı konulara uyulmasını istiyoruz. Kanunun tanıdığı yerleşim yerlerine zeytinlik alanlara 3 KM. mesafeye uyulmasını istiyoruz. Biz başkada bir şey istemiyoruz. Dolayısı ile yerleşim merkezinin ortasına henüz bir izni olmadan, kuyu açma izni olmadan, jeotermal açma ruhsatı olmadan burada kuyu açılmasını istemiyoruz. Bunun içinde hiçbir izinleri olmadığı halde bölge halkımıza açıklamalar yaparak kuyu açmak istediklerini açıklamalarını kabul etmiyoruz. Bizler yasaların kanunların uygulanmasını istiyoruz. 3 KM. meselesi herkesinde takip ettiği bir mesele biraz sonrada mikrofondan burada yaşayan köylü halkımız amcalarımız teyzelerimiz ninelerimiz konuşacaklar. Bu jeotermal kuyularının çıkarmış oldukları zehirli gazların bölgedeki incir ve zeytin ağaçlarına ve de bahçelerine diktikleri sebzelerin uğradıkları zararları anlatacaklar. 
Bu bölgede yaşayan halkın haberi olmadan, halkın izni olmadan, biz deprem araştırması yapıyoruz. Toprağın altına sizler karışamazsınız diyerek devletimizi de işin içine dahil ederek halkında haberi olmadan tarlalarına girildi. Zaman zaman kavgalar yaşandı. Kendileri için yeterli olan verilerini topladılar. Halkımız bu çalışmaların bir jeotermal şirketinin çalışmaları olduğunu bilmiyordu. Zaten bu bölge halkının zaten jeotermalden bağrı yeterince yandı. Artık alan daraldı çember daraldı. Burada yaşamı etkileyecek şekilde bölge halkının izni olmadan tarlalara kablolar döşendi. Tüm kendilerine gerekli olan veriler toparlandı. Ve hala her hangi bir işletme ruhsatları olmadığı halde, ve de her hangi bir kuyu açma ruhsatları dahi olmadan, Kanunlarımızda bir yerde durduğu halde çok büyük bir cesaret ile bölge halkının ortasına yerleşik 1 km. yürüme mesafesindeki yere jeotermal arama kuyusu açmak istiyorlar. Biz bölge halkı olarak buna kesinlikle karşıyız. Bizim tek istediğimiz şey mevcut kanunların haklı bir şekilde uygulanmasıdır. Bizler Kanunlara saygılı toplumlarız. Devletimize de düşman değiliz. Enerjiye karşı da değiliz. Enerji elde etmenin bölgedeki 10 kin kişinin geçim kaynağını zarar vermeden elde etmenin de pek çok yolları var. Bizler burada bu bölgede izinsiz ve ruhsatsız bir şekilde jeotermel kuyu açılmasına müsaade etmeyeceğiz. 
Bizlerde hukukçular olarak bu işin takipçisi olacağız. Tabi ki bizlerde yasaların takipçisiyiz. Biz kesinlikle şirketin satın aldığı toprağın mülkiyetine  girmeyeceğiz. Biz onların bizlere yaptıklarını bizler onlara yapmayacağız. Onların tarlalarını kesinlikle girmeyeceğiz. Dolayısı ile şirketin jeotermal kuyusu açmak için satın aldığı tarlaya kesinlikle girmeyeceğiz. Yerleşim yerlerine olan yakınlığını ve çevrede ne kadar çok incir ve zeytin tarlalarının ve bahçelerinin olduğunu ve 7 köyün yerleşik olduğunu 10 binden fazla insanın yaşadığı bölgede biz jeotermal kuyu açılmasını kesinlikle istemiyoruz. Bizler yasaların ve kanunların uygulanmasını istiyoruz. Bunu da devletimize güvenerek söylüyoruz” dedi.